Baş Döndürücü Uzay ve Şaşırtıcı Gerçekler

Baş Döndürücü Uzay ve Şaşırtıcı Gerçekler

12 Nisan 2013 Cuma

Bir Şarkı, Bir Kitap, Bir Düş...


Bazı günlerde bir şarkıyı tekrar tekrar dinlemek ister insan
Bazı kitapları bitirir bitirir, baştan başlar,
Bazı hikayeleri her daim yaşanmış gibi hayal eder...
İşte böyle bir şey...

Uzun zaman önce yazdığım bir yazı vardı. Hiçbir yerde yayımlamadığım. Bir şarkı vardı, dinlemekten usanmadığım. Bir düşüm var, asla vazgeçemediğim...

"Ben seni deli gibi değil, gayet aklı başında seviyorum." 

Önsöz gibi,

Bazı kitaplar vardır, belirli bir dönem herkesin elinde görülür, sonra zaman geçer, unutulur. Bazı kitaplar vardır kimse beğenmez önce itici gelir ama zaman geçer bir yerlerde birinin eline geçer ve okunur, okuyan bir başkasına tavsiye eder, sonra bir kişiye daha, bir kişiye, bir kişiye ve böylece akıp gider elden ele kitap ve yazıldıktan yıllar sonra meşhur olur.
"Maria Puder: Ben seni deli gibi değil, gayet aklı başında seviyorum."
Kürk Mantolu Madonna


Körebe oynar gibi gözlerimi bağlayıp, etrafa dokunarak yolumu bulmaya çalışıyor gibiyim. Gözlerim açık olsa da fark etmeyecek biliyorum. Bu kitabı bitirdikten sonra uzun uzun bakacağım uzaklarda bir noktaya. Ne aradığımı bilmeden, ne düşüneceğimi anlayamadan. Öylece bakacağım. Çünkü darmadağınık oldum, çünkü kalbim acıdı. Çünkü birkaç dakika önce Kürk Mantolu Madonna ile tanıştım…
Gençlik yıllarında okunan kitapların ayrı bir önemi vardır. Özenle seçilmeli ve insanın ruhunu okşayabilmelidir. Öyle konulardan bahsetmeli ki, hem dili hafif ve anlaşılır olmalı hem de içine düştüğümüz halleri en ince ayrıntısına kadar irdelemeli. Kısaca bize bizi anlatmalı.
Uzun zamandır gezindiğim kitapçıların çok satanlar rafında karşıma çıkan bir kitaptı, Kürk Mantolu Madonna, bir Türk klasiği diyordu. Kitabın ismi diğer Türk klasiklerine göre çok farklıydı ve albenili gelmişti.
Her şeyden önce, aşkın nasıl bir şey olduğunu öğrenmek istiyorum diyen birinin mutlaka okuması gereken bir kitap bu. Sabahattin Ali, edebiyatımızın özel kalemlerinden biridir, ayrıca.
“Beklenmedik durumlarla örülü bir yaşam, gizemi hala çözülmemiş trajik bir ölüm” bir edebiyatseveri Sabahattin Ali’nin hayatı hakkında araştırma yapsa karşısına çıkacak cümle budur herhalde.
Sabahattin Ali eserlerinde ruhunun tutkuları ile ülke gerçekleri arasında bir denge kurmaya çalışmış olsa da çoğu zaman bireysel, karamsar, melankolik yazılar yazmıştır. Son döneme kadar pek fazla mercek altına alınmamış ve sadece “toplumcu” denilip geçilmiştir.
Sabahattin Ali daha çok öyküleri ile ünlenmiştir. Hayatının gelgitleri arasında özgür bir ortamda yazı yazabilmek için çıktığı bir yolculukta, hala meçhul olan bir nedenden dolayı, ani ölümü edebiyat dünyamız için büyük bir soru işaretidir. Onun eserlerini takip ederken bir şeylerin eksik kaldığını düşünürüm hep, çok daha önemli yapıtlara imza atabilirdi Sabahattin Ali, erken ölümü olmasa idi.
Kürk Mantolu Madonna, 1943 yılında basılmıştır ilk kez, kendi ağzından uzun hikaye türünde de sayılabilecek bu eser, ikinci dünya savaşı öncesindeki yıllarda yaşanmış unutulmaz bir aşka odaklanmakla birlikte yalnızlığı, dinginliği, sessizliği anlatır. Kitabı okurken Dostoyevski ve Gogol gibi usta Rus yazarların kitaplarının tadını damağımda hissettim.
Sabahattin Ali, 1928 – 1930 yılları arasında Berlin’de öğrencilik yıllarını geçirmiştir. Kitabımızın ana kurgusu bu iki yıl üzerine kurgulanmıştır. Kitabın başında memurluğa yeni başlayan bir gencin gözlemlediği memurluk hayatı ve çalışanları anlatılmakta, her sabah aynı saatte aynı işleri yapmakla yükümlü olan insanlar, saatlerin bir an önce geçip mesailerinin bitmesini bekliyor. Genç memur bu hayatın durgunluğu ve zevksizliği ile bizleri baş başa bırakıyor.
İşte, yine aynı memurların arasında ilk bakışta hiç farklı görülmeyen bir adam ile tanışıyor genç memurumuz ve kitabın akışı bir anda değişiveriyor.

“Ah Raif Efendi, sizi tanımak benim için büyük bir onurdu.”

Süslerden uzak, yalın ama bir o kadarda anlatmak istediklerini ustalıkla anlatan ve her bir satırını üzerini çize çize okutturan bir yapıt, Kürk Mantolu Madonna.     
 Kitaba adını veren Kürk Mantolu Madonna adlı tablo Andrea Del Sarto tarafından yapılmış "Madonna Della Arpie" isimli tablodur ve şu anda Floransa'daki Uffizi Galeri'de bulunmaktadır.


Arka Kapak Yazısı;
Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk Mantolu Madonna'yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum."
Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz.
Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder